Copyright © Sensiz Kelimeler Sözlüğü
Design by Dzignine

Bu hayatta yapılabilecek en büyük aşk fedakârlığı...

Bir gün aşk için en büyük fedakârlık nedir diye konuşmuştuk uzun uzun. Mecnun’un deli divane olması mı, Ferhat’ın koca dağı Şirin’i için delip geçmesi mi, Kerem’in Aslı’sı için yanıp küle dönmesi miydi en büyük fedakârlık? Hiç sanmıyorum.
Ya da senin çok etkilendiğin Kral Edward’ın sevdiği kadın için tahtan feragat etmesi mi? Bunu ilk öğrendiğinde çok etkilenmiş ve Wikipedia’dan çıkış alıp bana getirmiştin:
Edward VIII, Windsor Dükü Prens Edward (1936'dan sonra) olarak da bilinir. Tam adı Edward Albert Christian George Andrew Patrick David (d. 23 Haziran 1894, Richmond, Surrey, İngiltere - ö. 28 Mayıs 1972, Paris), Galler prensi (1911-1936) ve Birleşik Krallık hükümdarı (20 Ocak-10 Aralık 1936). ABD'li Wallis Warferd Simpson ile evlenebilmek için tahttan çekilmiş ve böylece kendi isteğiyle tahtı bırakan ilk İngiliz hükümdarı olmuştur.
York dükü George (sonradan Kral V. George) ile Prenses Mary'nin (sonradan Kraliçe Mary) en büyük oğlu olan Edward, babasının tahta çıkması(6 Mayıs 1910) üzerine tahtın varisi oldu. Kraliyet Deniz Kuvvetleri'ne katılmak üzere eğitilmesine (1907-1911) karşın, I. Dünya Savaşı sırasında kurmay subay olarak özel bir piyade alayında görev aldı. Savaştan sonra ve 1920'lerin başlarında Britanya İmparatorluğu'na bağlı çeşitli ülkelere iyi niyet ziyaretlerinde bulunan ve bu arada Türkiye'ye de giden Edward babasının 1928'de hastalanmasından sonra ülke yönetimiyle ilgilenmeye başladı.




Edward 1930'da Simpson'larla tanıştı. İlk eşinden 1927'de ayrılan bayan Simpson, ikinci evliliğini 1928'de Ernst Simpson ile yapmıştı. Edward ile bayan Simpson arasındaki dostluk zamanla aşka dönüştü. Ama, Edward bu konuyu babasına açamadan V. George öldü (20 Ocak 1936). Edward kral ilan edildi. Edward'ın tahta çıktıktan sonra ilk girişimi, saray harcamalarını kısmak oldu.1936'da Türkiye Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk ile görüşerek ilk ziyaretini Türkiye'ye yaptı. Kasım 1936'da Parlamento'yu açtıktan sonra Güney Galler'deki sorunlu bölgeleri ziyaret etti.
Bu arada, Bayan Simpson 27 Ekim 1936'da kocasından boşandı. Edward, Bayan Simpson'la evlenebilmek için kraliyet ailesinin onayını almaya çalıştıysa da başarılı olamadı. Öte yandan, İngiltere Kilisesi ve önde gelen siyaset adamları da bu evliliğe karşıydılar; bu konu da Edward'ı destekleyen tek kişi Winston Churchill'di.
Başbakan Stanley Baldwin ise, bu ilişkinin krallığın bütünlüğünü tehlikeye düşürdüğünü ileri sürerek, Edward'ı bu evlilikten vazgeçirmeye çalıştı. Edward, 13 Kasım'da Baldwin'e Bayan Simpson'la evlenmek istediğini ve eğer bu evliliği kral olarak gerçekleştiremeyecek olursa, tahttan çekilmeye hazır olduğunu bildirdi. Baldwin'in hükümeti bu evliliği kabul edemeyeceğini bildirmesi (2 Aralık) üzerine, tahttan çekildiğini açıklayan belgeyi 10 Aralık'ta Parlamento'ya sundu. Bu belgenin Parlamento'da onaylandığı 11 Aralık akşamı yaptığı radyo konuşmasında tahttan çekildiğini açıkladı ve aynı gün İngiltere'yi terk etti. 12 Aralık'ta taç giyerek yerine geçen kardeşi George VI, Edward'ı Windsor dükü yaptı.
Bayan Simpson'ın boşanma kararı resmilik kazandıktan sonra, Edward ve Simpson 3 Haziran 1937'de Fransa'da İngiltere Kilisesi'ne bağlı bir papaz tarafından evlendirildi. Bundan birkaç gün önce Kral George VI, Kabine'nin tavsiyesi üzerine, yalnızca düke altes unvanını vermiş, düşesi bu onur unvanından yoksun bırakmıştı.



1940'ta Winston Churchill tarafından Bahamalar valiliğine getirildi ve bu görevini savaş sonuna değin sürdürdü. 1945'ten sonra çoğunlukla Paris'te yaşayan Edward, ilk kez 1967'de düşesle birlikte, kraliyet ailesinin öteki üyelerinin de katıldığı resmi bir törene davet edildi. Dük ve düşeş öldükten sonra Windsor Şatosu topraklarındaki Frogmore'da yan yana gömüldüler.
Benim için aşkın en büyük fedakârlığı aşka sahip çıkmaktı. Aşkına her ne olursa olsun sahip çıkmak, sevdiğinden ayrıldığında, bir daha hiç birleşme ihtimali bile olmadığında inadına aşka sahip çıkabiliyorsak işte en büyük fedakârlık buydu. Her ne sebep olursa olsun, hiç ara vermeden, hiç üşünmeden, duygularımızın hiç gitmesini istemeden sevebiliyorsak, bu hayatta yapılabilecek en büyük aşk fedakârlığını yapıyoruz demektir.


Adem Özbay

0 yorum:

Yorum Gönder

Sensiz kelimelerin sesi olduğun için teşekkürler...