Copyright © Sensiz Kelimeler Sözlüğü
Design by Dzignine

Sensiz Kelimeler Sözlüğü



“Sensiz Kelimeler Sözlüğü; yaralı kalplerin sözlüğüdür. Ayrılık ve hüznün yazılmamış tarihidir. Çöllerdeki aşkların, şehir kaldırımlarındaki yansımasıdır. Hiçbirimizin unutamadığı kelimelerdir.”
-Sadık Yalsızuçanlar-

Anla İşte


Anla işte seni seviyorum denmez öyle pat diye,
İşin içinde hem 'sen' var hem 'seviyorum' var,
Sen'le seviyorum bir başka güzel,
Seviyorum'la sen bir başka güzel.

Yaşamak Böyledir







Uzun bir nehirdir yaşamak sevgili dostum
Üstünde güneş altında toprak ve durmadan akmak
Nereye gittiğini bilmeden ve çokça da yorularak
Balıklara yuva kuşlara ayna aşklara nota olmak
Yaşamaktır dostum bunun adı nehir gibi akmak.

Kadın bir deniz gibi eşsiz bir maviliktir



 
İçimde hep denize gitmek duygusu var. 

Deniz…
Sanki oraya varınca durup dinlenmeden günlerce uçacakmışım gibi hissediyorum. Yüzüme dalgaların elleri değecek.
Hiç tatmadığım bir duygu. 

KORKMA





Ne zaman düşersin,
Öğrenirsin,
Hayatın düşmek ve kalkmak olduğunu.

Ne zaman seversin,
Bilirsin,
Sevmenin yalnızlığı alt etmek olduğu.

Bağrıma Taş Devri





Gitme,
Daha erken, vardiya zili çalmadı aşkın fabrikasında,
Daha terlemedik çarşafta, yorganın altında,
Rüzgara tükürecektik, denize taş atacaktık,
Öpüşecektik en büyük meydanlarda,
Gitme böyle kocaman bir liste var yazdığın son mektupta,
Söz uçar yazı kalırmış, külliyen yalan,
Sen uçtun gitmez bir acı kaldı bağrımda.

Adem Özbay

Kayıp hikayesi ömrümüzün





Adem: dedemden miras. On aylık oğlunu sırtında taşırken dünyaya getirdiği ikinci oğlunu, eltisinin hırçın kollarına terk ettiğinde; annemin çaresizliğinden müphem bir yalnızlıkta beni kaybettiğini gören dedem için cennetten kovulmuş bir ademimdir ben. İğreti bir beşiğin içinde açlığında ve ne olursa olsun hiçbir ihtiyacında gözyaşı dökmemeyi öğrenirim hemen sonraları.

Kevakib




 
İkinci gelişim bu şehre. Hayatı anlamlandırma denemelerimden yılgınlığa uğradığım, sahiline sığındığım denizin dalgalarına kucak açtığım yıllar. Ümitlerimi sunduğum insanlardan bir karadeliğe tıkılma tehditleri almıştım. Yalnızlık bakıyor, aşka mutedil bir tercüme olmaya çalışıyordum. Kendime ait bir şeylere tutunup yükseklere açılma gayesindeydim. Azimliydim. İnsanlardan korkuyor, çocuklara tedbirliydim. Kafesinde umarsız haliyle sohbetime katılan kuşum kadar rahat olamıyordum bir türlü.

Gülkız





                                               
    kız nefesin gül kokuyor / içerin bahçe midir

Birin; bir görünüp, bir kaybolduğu masalda vurulmuştum ilkin sana. Bir türlü, pirelerin berberliğine aklım ermese de, seni pencerenin kenarında bir görenin bir daha iflah olmamasını pekala anlayabilmiştim. Ne rüzgârın şarkılar mırıldanması dağlara, ne kırlarda dolaşmana çiçeklerin usulcacık başlarını kaldırıp eşlik etmesi, şaşırtmamıştı beni. Ama derelerin şarıldarken uyanmasını, dolunayın gökyüzünü arşınlarken başının dönmesini garipserdim. Çünkü inanırdım ki, senin olduğun yerlerde tersine akardı zaman ve güzellikler utanıp saklarlardı kendini...

Gözlerimden Gözlerine Son Mektup





Sen bu satırları okumaya başladığında ben çoktan senin nefesinin akıp gittiği bu cennetten ayrılmış olacağım. Eğer Allah bana her gün lime lime etlerimin doğranacağı, fakat yanımda senin olacağın bir cehennem vaat etseydi yemin ederim bir an tereddüt etmez, o an kabul ederdim. Ben seninle olamadığım cennetin tüm katlarını cehennemden bin kat daha elem verici bulurum. Sen ki benim cennetim, benim kırk yıla yakındır çektiğim cefaların mükâfatısın.