Sana yazmaya başlayalı aylar oldu. Kaçıncı mektbum bu
bilmiyorum. Senden sonraki süreci sağlıklı bir kafayla değerlendirmeye
başlayınca kendimle alakala bir çok keşfim oldu.
En güzeli de seninle kendi sınırlarımı keşfettim. Nerede
durabileceğimi, nerede kendimi uçuruma atacağımı anladım. Ardımızdaki o beş yıla
ne kadar çok yakınmak sığdırsakda o beş yılı sensiz yaşasaydım o yıllar yüzüne
bakılır yıllar olurmuydu acaba?
Bunu hep es geçiyoruz. Yaşadığım o yıllar biz beraber
olmasaydık boşuna geçmiş yıllar olacaktı. Ya da başkalarıyla geçirilmiş yıllar.
Kimse kendine kötü davranan birini sevmeyi haketmiyordur. Ben
kızgınlıklarımda ne yaptıysam hepsi bu duyguyu yaşadığım içindi. Kendime kötü
davranıldığına inanıyordum ve bunun faili adamı sevdiğim için kendime hep
kızıyordum.
Zaten o zamanlar sakinliğimi koruyabilmem çok zordu. Şimdi
olsa elbetteki daha olgun davranabilirdim. Daha anlaşılabilir bir vedam olurdu.
İkimizde bu kadar yıpranmazdık. Belki, belki, belki...
İnsan hayatındaki bir milyon tane belkiyi toplasak bi
yaşanmışlık etmez.
Adem Özbay
0 yorum:
Yorum Gönder
Sensiz kelimelerin sesi olduğun için teşekkürler...