Tam kendimi topladım tüm yaşananları unuttum diyorum ne
aklıma ne kalbime getiriyorum seni, bu seferde anlamsız ağlama krizlerim baş
gösteriyor.
Kendime kocaman bir güneş gözlüğü aldım. Ağlamalarımı ve gözlerimin
kızarıklığını göremiyor insanlar artık. Yoksa arkadaşlarımın, işyerindeki
çalışanların, konu komşunun soruları beni fitil ediyordu.
Keşke içimizin acıyan yerleri içinde bir gözlük olsa. Ne
zaman yaralarımız kanamaya başladığında takıversek onu. Kimseler bilmese,
kendimiz bile bilmesek içimizdeki acılar ırmağının aktığını..
Her zaman arkasına saklanacak nesnelere ihtiyaç duyuyoruz. Bedenimizi
gizlemek için elbiselere bürünüyoruz. Saçlarımızı görünmez yapmak için örtülere
sarınıyoruz. Ellerimizi bile yağmurdan, kardan kaçırıyoruz eldivenler ile.
Günahlarımızı saklıyoruz, iyiliklerimizi saklıyoruz. Sevdik
mi gizli gizli, özledik mi kendimiz kendimiz özlüyoruz.
Kendimi o kadar çok sakladım ki senden ve senin varlığından.
Ama hep başarısız oldum bunda. Başarısızlık üzerine en büyük başarım budur
benim mesela. Başarısız başarı ödülü verilse kesin ben kazanırdım.
Geçen hafta bizim reklam dergisine yaptığımız “Karmete”
haberinden dolayı iki kişilik konser bileti göndermişlerdi. Tabi Karadenizliyiz
ya, biletler hemen bana geldi. İşyerimden kimse gelmek istemeyince bende
“Yalnız gideyim kız halimle şöyle doya doya bir horon tepeyim.” diye düşündüm.
Tam da istediğim gibi bizim oraların kemençeli, tulumlu havalarıyla coşarken
Resul Dindar birden ‘Gözlerin doğuyor gecelerime’yi söylemeyi başlamaz mı!
Zınk diye oturduğum yerde kalakaldım. Senin Zeki Müren’i son
ses açıp bu şarkıyı durmadan defalarca dinlemen aklıma geldi. Ve “Öptüğün o
ıslak dudaklarından” bölümüne gelince koşup yanıma, beni öpmelerin...
Başarısızlığa hüküm giydiğimi o gece tam anlamıyla idrak
ettim. Seninle ve varlığını anımsatan ne varsa barış yaptım, onlarla savaşmayı,
didişmeyi bıraktım.
Sonraki günlerde Youtube’ye yüklenmiş bu şarkıyı
bilgisayarımda bol bol dinliyordum artık hem de eşlik ederek. Özellikle:
“Çileli doğmuşum zaten ezelden,
Hasrete alıştım ne gelir elden,
Yaşlı gözlerime baktığın yerden,
Gözlerin doğuyor gecelerime.” bölümünü bas bas bağırıyordum. Sonrada gülüyordum kendime.
Hasrete alıştım ne gelir elden,
Yaşlı gözlerime baktığın yerden,
Gözlerin doğuyor gecelerime.” bölümünü bas bas bağırıyordum. Sonrada gülüyordum kendime.
Annemin babam için söylenip durduğu ‘Ömrümde bir güldürmedin
beni.’ demeyeceğim sana artık. En azından şimdi bu tuhaflıkları hatırladıkça
gülümsetiyorsun beni.
Ayrılığın gözyaşları ne zaman geçmişin saçmalıkları için
atılan tebessümlerle yer değiştirmeye başlarsa işte orası tam normalleşmenin
başladığı yerdir.
Adem Özbay
0 yorum:
Yorum Gönder
Sensiz kelimelerin sesi olduğun için teşekkürler...