Senden kaçtıkça sana yaklaşıyorum. Ne saçma bir durum bu
böyle!
Sabah erken vakitte işyerine gidip biraz işle güçle meşgul
olmak için sabahın köründe yola koyulmuşken, bir gazete büfesinin önünde dizili
dergilerin birinde kapağında küçük bir resminle karşılaşıyorum. Aldığın reklam
ödülünden sonra “geleceğin yıldızı parlayan reklamcısı” olarak kapağına koymuş
seni. O kadar derginin gazetesinin, o kadar rengarenk resim ve yazı cümbüşünün
arasında nasılda pat diye sen geliyorsun gözümün önüne. Neden böyle oluyor.
Metroda bizim ajansın durağında inmek için kapıya yanaşırken
kapıda bağıra bağıra konuşan adam telefondakine senin adınla hitap ediyor.
‘Yarabbi’ diyorum içimden ‘Beni imtihan edeceksen et de bu kadar sık etme.”
Eskiden olsa senin ismine sahip hiçbir insan dikkatimi
çekecek kadar, başımızı çevirip bakacak kadar önemsemezdim bile.
Senin ismin sadece sende güzeldi benim için.
Adem Özbay
0 yorum:
Yorum Gönder
Sensiz kelimelerin sesi olduğun için teşekkürler...