TRT’nin tek kanallı olduğu günlerde babam akşamları
haberlerin başından ayrılmazdı. Gerçi hangimizin babası ayrılırdıki.
Sanırsınızki Türkiyeyi yöneten kişiler babalarımızdı ve tek tek her olayı büyük
bir dikkatle dinlerlerdi.
Benim o günlerden “Saat 20, şimdi haberler.” klişesi kalmış.
Ne zaman haber yada haberler kelimesi ile karşılaşsam bu cümle zihnimde
beliriveriyor.
Uzun zamandır haber dinlemeyi bıraktım.
Sabah kanallar arasında zıplarken birden Çaycuma diye bir
kelime duydum. Geri döndüm hemen. Bir sürü kanalın arasından bir sürün
kelimelerden sadece Çaycuma gelmiş ve beynimin içini gıdıklamıştı. Senin
memleketinden bir haberdir belki de senden.
Hala neden merak ediyorum ki?
Bunun anlamı ne?
Bilmiyorum.
Sadece insani bir hatırlayıştı. İnsani bir duyarlılık.
Memleketindeki bir köprü çökmüş, insanlar minibüsle suyun
içne düşmüşlerdi. Tam 15 kişi. Sonra gün boyu aklımdan gitmedi. Haber
sitelerine durmadn girip durdum kayıp olan insanların isimlerini öğrenmek için.
Sanki İstanbul’da, Ankara’da, Adana’da, Malatya’da, Rize’de
bir haberin için adın geçemezmiş gibi. Gerçi bir süredir bir kampanyanın uzun
süreli reklam dizisini çekmek için yurtdışında olduğunu biliyordum. Yine de o
isimleri duymak istedim. Ne senin adın ne de soyadından insanlar vardı.
O üzücü kazada birden cazibesini yitirdi bende. O zaman
anladımki hayat boyu süren bir beraberlikmiş bizimki. Belki insani boyutuyla
sürecek, ama hayat boyu sürecek.
Sevmek zamanı dediğin ömrün tüm zamanları değil midir hem...
0 yorum:
Yorum Gönder
Sensiz kelimelerin sesi olduğun için teşekkürler...