Seni sevebilmek ne güzeldi, sıcak havada esen bir rüzgar gibiydi.
Yüreğimin orta yerinden parmak uçlarıma kadar bir esenlik verirdi seni sevmek. Hangi yöne dönsem güneşe gölge olurdun sen. Üşüsem ısıtırdın. Açıksam doyururdun.
Seni sevebilmek ne güzeldi, okyanus ortasında bir ada bulmak gibiydi.
Pusulasını kaybetmiş ruhuma yöndün sen. Sevmesini öğreten öğretmenimdin. Ne kadar uzaklara açılsam da, beni toprağa kavuşturan yaşamın kıyısıydın sen.
Kabuslarımdan o uçsuz bucaksız derin kuyulara düşerken okuduğum euzü besmelem, nas'ım, şükrümdün sen.
Uyandığımda yanı başımda buluverdiğim bayramlık elbisem gibi her gün yeni yeni sevinçler sunan ömrümün hediyesiydin sen.
Düştüğümde annemin yaralarımı öpmesi gibi yeryüzünün bütün bir şefkatiyle öperdin beni. Sabah olur, öğlen olur, ikindi olur, akşam olur, yatsı olur, bir de sen olurdu gün.
Sen bir gece vakti düşen bir yıldıza dilekte bulunan çocuğun uykusuna giriveren bir hayal perisi. Sen hiçbir saatin gelişini haber vermeyeceği bir zaman aralığı. Yeni açan tüm çiçeklerin elçiliğiyle bile anlatılamayacak kadar narin ve güzel bir bahar.
Sen; işte kaybettiğim kelimeler, yazamadığım satırlar. Ve seni sevmek tüm bunlar…
Seni sevebilmek, bir kaç damla gözyaşı gözlerimden içime doğru akan.
Seni sevebilmek ne güzeldi bir bilsen.
Adem Özbay
0 yorum:
Yorum Gönder
Sensiz kelimelerin sesi olduğun için teşekkürler...